(function() { (function(){function b(g){this.t={};this.tick=function(h,m,f){var n=f!=void 0?f:(new Date).getTime();this.t[h]=[n,m];if(f==void 0)try{window.console.timeStamp("CSI/"+h)}catch(q){}};this.getStartTickTime=function(){return this.t.start[0]};this.tick("start",null,g)}var a;if(window.performance)var e=(a=window.performance.timing)&&a.responseStart;var p=e>0?new b(e):new b;window.jstiming={Timer:b,load:p};if(a){var c=a.navigationStart;c>0&&e>=c&&(window.jstiming.srt=e-c)}if(a){var d=window.jstiming.load; c>0&&e>=c&&(d.tick("_wtsrt",void 0,c),d.tick("wtsrt_","_wtsrt",e),d.tick("tbsd_","wtsrt_"))}try{a=null,window.chrome&&window.chrome.csi&&(a=Math.floor(window.chrome.csi().pageT),d&&c>0&&(d.tick("_tbnd",void 0,window.chrome.csi().startE),d.tick("tbnd_","_tbnd",c))),a==null&&window.gtbExternal&&(a=window.gtbExternal.pageT()),a==null&&window.external&&(a=window.external.pageT,d&&c>0&&(d.tick("_tbnd",void 0,window.external.startE),d.tick("tbnd_","_tbnd",c))),a&&(window.jstiming.pt=a)}catch(g){}})();window.tickAboveFold=function(b){var a=0;if(b.offsetParent){do a+=b.offsetTop;while(b=b.offsetParent)}b=a;b<=750&&window.jstiming.load.tick("aft")};var k=!1;function l(){k||(k=!0,window.jstiming.load.tick("firstScrollTime"))}window.addEventListener?window.addEventListener("scroll",l,!1):window.attachEvent("onscroll",l); })();
<$Fareli Kavalcı..div>
<$
Gazeteci dostumuz Arda Uskan, yeni kitabı "Fareli Köyün Kavalcısı"nda anılarını aktarıyor... Arda'nın Yeşilçam'a adımını attığı 1970'li yıllar... Yönetmen Muzaffer Arslan, Serdar Gökhan ve Hale Soygazi ile yeni bir filme başlayacak. Proje lazım. Sarkis bulunuyor. Sarkis, Saray sinemasının makinisti... Çok film izlediği için hangi filmden çalıntı yapılacağını en iyi bilen adam. Proje kendisine anlatılıyor. O da çalıntı yapılacak filmi gönderiyor. Ingrid Bergman'ın bir filmi bu... Arda Uskan filmin başına oturuyor... Konuşmaları teybe alıyor. Sonra oturup bu filmden esinlenerek senaryoyu yazıyor. O günlerde Kamuran Akkor'un "Dert Bende" şarkısı ünlü. Filmin adını yönetmen koyuyor: Dert Bende... Filmin bir ölümsüz romandan alınmış olması lazım. Yönetmen böyle istiyor... Ünlü romancımız Kerime Nadir'e telefon açılıyor:
- Bir hafta içinde "Dert Bende" adlı bir roman yazabilir misiniz?
- Mümkün değil, diyor Kerime Hanım. Ama 5 bin lira karşılığında böyle bir romana adını verebileceğini anlatıyor. Para kendisine ödeniyor. Filmin romanı, meteliksiz bir edebiyatçıya yazdırılıyor. Bir ay sonra roman piyasaya çıkıyor: Dert Bende.. Yazan: Kerime Nadir...
Film gösterime giriyor.. Arda günün birinde Sahaflar Çarşısı'nda dolaşırken kitabı görüyor... Kapağın içinde minik harflerle şu cümle yazılı: "Bu eser bir filmin romanıdır."
Sinema bir ulusal eğitim aracıdır. Türk sineması ise işe böyle bir şeydi...
otlayanHAYVAN|via
div>
/center>

<$0orum:


<$Yorum Gönder
anasayfa
afiş-1-2-3-4- 5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16 akıl fikir aktivizm alıntılar-1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16 anarşizm antropoloji belgesel fotoğraf-1-2 blog borges cinnet dergi kapakları din edebiyat-1-2-3 emperyalizm felsefe1-2 fotoğraf-1-2-3-45-6-7-8-9-1011-12-13-14-15-16 haber fotoğrafçılığı haritalar illustrasyon-1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16 insan hakları karikatür kişi köşe yazıları militarizm milliyetçilik mizah moda fotoğrafı müzik nesneler nobel posta kartları propaganda reklam reklam fotoğrafçılığı resim sanat sanat tarihi sinema sosyalizm soğuk savaş sscb ÇR-1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16

counter statistics